Başbakanın gözyaşları

Aslında bu konuya bulaşmayı düşünmüyordum. Ancak son bir haftadır gerek sosyal medyada gerek bazı köşe yazarlarının yazılarında Erdoğan’ın ağlamasıyla ilgili eleştirileri ve vicdansız yorumları görünce yazmak farz oldu.
Bildiğiniz gibi geçen hafta katıldığı bir televizyon programında Müslüman Kardeşler Teşkilatı liderlerinden Muhammed el-Bilteci’nin Mısır’daki olaylar sırasında ölen kızı Esma’ya yazdığı veda mektubunu dinleyen Başbakan Erdoğan, gözyaşlarını tutamadı. İşte tüm olanlar bundan sonra oldu.

• • •

Basiret tutulması

Taksim Meydanı’nın düzenlenmesi için ağaç kesimine ve kazı çalışmaları başlatılmasına yönelik ‘sivil ve pasif engelleme eylemi’, polisin bir kaç gündür ölçüsüz şiddet kullanımıyla vahim manzaralar üretir hale geldi. Sabahın köründe gerçekleşen baskınlar, gaz sıkmalar, çadır yakmalar derken sonunda kan aktı ve akmaya devam ediyor.
Gezi Parkı’nda başlayıp tüm Türkiye’ye yayılan bu olayları herkesten çok iktidarın, özellikle de Sayın Başbakan’ın doğru okuması gerekiyor.

• • •

Güçlü muhalefet, güçlü hükümet…

Bundan birkaç yıl önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şöyle bir söz söylemişti “ AKP olarak bizim en büyük şansımız karşımızda Deniz Baykal gibi bir muhalefet liderinin olmasıdır ”. Bu söz AKP’nin niye 3 dönem üst üste iktidara geldiğinin bir özeti gibi. Karasız seçmenler oy vermek için alternatif 2. bir parti bulamadıklarında, isteseler de istemeselerde başka partilere oy verebiliyorlar.

• • •

Perdeler ne zaman açılacak ?

Dersim meselesi siyasi parti liderleri arasında polemik konusu olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta AKP hariç, diğer partilerin Meclis’te grup toplantıları vardı ve her grup toplantısında partilerin genel başkanları olaya kendi açılarından baktılar ve bu konuyu yorumladılar. Daha önce yaptığı bir konuşmada Başbakan Erdoğan “Dersim olayları” tartışmasında dört belge açıklamış ve “Devlet adına özür dilenecekse, böyle bir literatür varsa ben özür dilerim, diliyorum” demişti.

• • •